“`html
ANKARA – Saadet Partisi’nin ilk ‘siyah saçlı’ genel başkanı olarak tanınan Mahmut Arıkan, Gelecek ve DEVA’milletvekilleriyle oluşturdukları Yeni Yol Partisi’nin vizyonunu ve iktidarın son dönemdeki hamlelerini değerlendirerek muhalefetin mevcut durumuna dair fikirlerini açıkladı. Arıkan, ‘Ankara’dan siyaseti sona erdireceklerini ve sürekli sahada aktif olacaklarını’ belirtti.
Muhalefetin yeniden bir araya gelmesi gerekliliğinin altını çizen Saadet Partisi lideri, partinin AK Parti seçmeninden oy alma potansiyeline de dikkat çekti.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gazete Duvar Genel Yayın Yönetmeni Barış Avşar, Ankara Temsilcisi Nergis Demirkaya ve Parlamento Muhabiri Ceren Bayar’ın sorularını şu şekilde yanıtladı:
‘İKTİDARIN AMACI MUHALEFETİ PARÇALAMAK’
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefete yönelik sert ifadeleri; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı süreç, “İktidarın erken seçim hazırlığı mı var?” sorusunu gündeme taşıyor. Sizce Cumhurbaşkanı’nın amacı nedir?
Ben, iktidarın muhalefeti parçalamak niyetinde olduğu görüşündeyim. Özellikle Bahçeli’nin Öcalan üzerinden başlattığı sürecin pek çok amacı var. Milliyetçi partilerle ya da DEM Parti ile organize olmuş durumdalar. İktidar, muhalefeti sürekli olarak maniple ediyor.
Muhalefet, kendi gündemini belirlemeli; bu gündem de kesinlikle ekonomi olmalı. İktidar, Türkiye’de ekonomi tartışmalarından hoşlanmıyor ve bu durumdan rahatsız oluyor. Biz de rahatsız etmekten geri durmayacağız.
‘YENİ YOL ÜÇ PARTİDEN DAHA FAZLASI’
Altılı Masa’ya yönelik en yüksek eleştirilerden biri parçalı bir görüntü sergilemesiydi. Şimdi ise Yeni Yol Partisi ile yeni bir yolculuğa çıktınız. Üç partinin bir araya gelmesi, muhalefetin gündemini belirlemesinde dezavantaj yaratır mı?
Yeni Yol, yalnızca üç partiden oluşan bir yapı değil. Açık bir Yeni Yol var. Yeni partilerin de katılımını bekliyoruz. Üç genel başkan da aynı düşüncede; hem parlamentodaki milletvekilleri hem de siyasi parti olarak daha geniş bir blok oluşturmayı amaçlıyoruz.
‘ALTILI MASA TARİHSEL BİR ADIMDI’
Altılı Masa’yı önemli bir oluşum olarak değerlendiriyorum. Tarihsel bir adım atıldı ama beklenen sonuçları elde edemedik. Yüzde 48 başarı sayılabilir mi? Evet. Ancak, 2014, 2018 ve 2023’te yapılan üç Cumhurbaşkanlığı seçimi, yüzde 52’ye 48’lik bir dağılım ile sonuçlandı. Parçalı olan partileri birleştirdik, fakat bu kazanmaya yetmedi.
‘ALTILI MASA’DA SAVUNMADA KALDIK, ARTIK KENDİ GÜNDEMİZİ BELİRLEMELİYİZ’
Burada bir hata oldu; Altılı Masa’nın çoğunlukla savunmada kalması. 2375 maddelik önemli bir çalışma yaptık ama seçildiğimiz zaman ne yapacağımızı insanlarla paylaşma fırsatı bulamadık. İktidarın ‘zillet, illet, şer, münafıklar çetesi gibi’ ifadelerle muhalefeti karalama çabalarına cevap vermekle meşguldük. Bizim o pozisyondan çıkmamız gerekiyor ve bugün muhalefetin önceliği kendi gündemini belirlemek olmalıdır.
Peki, Yeni Yol bunu gerçekleştirebilir mi?
Başka bir seçeneğimiz yok. Eğer 50+1 gibi bir durum varsa, bunu konuşacak ve ortak bir söylem geliştireceğiz. Belki tamamen uyum içinde olamayacağız ama ortaklaştığımız noktalar ayrıştığımız alanlardan çok daha fazla.
ERDOĞAN BİR DÖNEM DAHA İKTİDARA GELMEK İSTİYOR
Seçimlerden sonra AK Parti’ye katılan milletvekilleri var. Erdoğan bu transferlerle neyi amaçlıyor? Anayasa’yı değiştirmek için böyle bir çoğunluğa ulaşabilir mi, yoksa erken seçim yapar mı?
Erdoğan, aslında bir dönem daha iktidarda kalmayı hedefliyor. 360 milletvekili bulma gibi bir önceliği olduğunu düşünmüyorum. Algı oluşturarak sürekli erken seçim tartışmalarını gündemde tutmaya çalışıyor ancak bu seçimleri gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği belirsiz.
2027 sonbaharından önce bir erken seçim olacağını sanmıyorum. Bu konu sürekli masada kalacak. “Muhalefet bunu konuşsun, ben işime bakarım” diyecek. Bizim de bu durumdan kurtulmamız gerekiyor.
‘İMRALI HEYETİ’NE İKTİDARIN SAMİMİYETİNDEN ŞÜPHELERİM VAR’
Biz şu an transfer iddialarına karışmayan tek partiyiz. Bizimle ilgili bir şüphe olabilir ama farklı partilerle ilgili hoşnutsuzluk var. Örneğin, İmralı Heyeti’ne de söyledim. İktidarın bu süreçteki samimiyeti konusunda bazı soru işaretlerim var. Geçmişteki 22 yıl boyunca yaşananlar, AK Parti’nin her defasında kazanmasıyla sonuçlandı.
’99’DAN BU YANA HER ŞEY BAHÇELİ’NİN PLANLARINA GÖRE İLERLEDİ’
Bahçeli, “Fazilet Partisi ve Doğru Yol Partisi çekilsin” diyerek bir süreç başlattı ve erken seçim ilan edildi. Tüm partilerin baraj altında kalacağını bile bile bu adımı attı. Bu sorunlar, Bahçeli tarafından çözüme kavuşturuldu. Tüm süreçler Bahçeli’nin planları doğrultusunda gelişiyor ve kazanan yapı ise sürekli AK Parti oluyor. Sonuç olarak, muhalefeti dağınık hale getirip AK Parti’ye bir alan açıyor gibi görünüyor.
‘MUHTEMELEN ERDOĞAN KAHVESİNİ YUDUMLAYIP MUHALEFETİ İZLİYORDUR’
Son dönemlerde atılan adımların tamamı muhalefeti parçalamak adına mı sizce?
Bahçeli’nin başlattığı süreç, millyetçi partilerin dilini etkiliyor. Destek alarak hareket eden DEM Parti, muhtemelen daha merhametli bir politikaya yönelmek zorunda kalacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki iç çekişmelere cumhurbaşkanı adaylığı çerçevesinde bakıyorum.
Biz Yeni Yol olarak bu alanda bir oluşum oluşturacağız. Fakat bu da, tam olarak AK Parti’nin isteği gibi; diğer partilerin bir araya gelmesini zorlaştırmaya yönelik bir dil gelişiyor. Tayyip Erdoğan’ın muhalefeti izlediği bir dönemdesiniz muhtemelen.
Bundan nasıl çıkacaksınız?
Konuşarak, bir araya gelmeyi başararak, çıkacağız.
‘MUHALEFET NEDEN DAĞILDI?’ SORUSU CHP’YE YENİDEN YÖNELMELİ
İktidar partisi şu an yerel seçimlerde kaybetmiş gibi görünmüyor. Muhalefet neden bu şekilde dağılmış durumda?
Bu sorunun muhatabı Cumhuriyet Halk Partisi ve Özgür Bey aslında. Yerel seçimlerde Altılı Masa ruhu yoktu. Burada dikkatli olmak lazım.
‘HER PARTİ ‘BENİM DOĞRUM DOĞRU’ DİYOR, BURADAN NETİCE ALAMAYIZ’
İktidarın stratejisi ve gerekli sert hamleleri karşısında muhalefetin dağınık görünümü nasıl düzeltilebilir? Yeniden bir araya gelmek mi gerekiyor?
Muhalefet, ilk olarak Erdoğan’ın ne yapmak istediği konusunda ortak bir görüş oluşturmalıdır. Bu konuda yeterince birleşemiyoruz ve yeniden bir araya da gelemiyoruz. Daha önceki muhalefet birlikteliği her geçen gün kayboluyor. İlk adım olarak konuşmak ve oturmak gerekiyor. Her parti, ‘benim görüşüm doğrudur’ yaklaşımı ile hareket ediyor ve buradan bir sonuç çıkamayacak.
‘KEMAL BEY’İN HAKKINI TAKDİR ETMELİYİZ’
Kemal Bey’in hakkını takdir etmek gerek. Kendisi, muhalefet sorunlarıyla yakından ilgileniyordu. Ancak şu an o ortam kalmadan, seçimlere de üç yıl var. Çok az bir zaman değil. Fakat hala üç yıl var. Örneğin, Altılı Masa çok erken sahaya çıkmıştı ve bunun olumlu sonuçları olmadı.
Erken hareket etmemek de bir risk değil mi?
Bu bir risk değil. AK Parti, 2023’te bunu yaptı; örneğin yeniden Refah ve Sinan Oğan’ı ittifakına daha önce katmıştı. Bu, bence doğru bir hamle.
SEÇİMLERE ‘YENİ YOL İTTİFAKI’ OLARAK GİREBİLİRİZ
Yeni Yol, birleşik bir hareket oluşturacak mı?
Evet, Yeni Yol’un amaçlarından biri de yeni bir ittifak oluşturmak. Bunu ‘Yeni Yol İttifakı’ olarak adlandırabiliriz. Partilerin birleşerek çalışması önemli. Biz, daha önce Millet İttifakı olarak seçimlere katıldık. Şimdi ise ‘Yeni Yol İttifakı’ olarak yola devam edebiliriz.
‘REHABİLİTE EDİLMİŞ BAŞKANLIK SİSTEMİ ÜZERİNDE ÇALIŞACAĞIZ’
Muhalefetin gündeminden düşen hususlardan biri de sistem. ‘Muhalefetin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne razı olduğu’ algısı oluşmaya başladı. Ümit Özdağ’ın yaşadığı sorunlar, Beşiktaş ve Esenyurt’taki sorunlar, bu sistemin sıkıntılarından kaynaklanıyor.
Cumhurbaşkanlığı ile parti başkanlığı aynı anda yürütülemeyeceğini artık anladık. Bu konuyu yeniden gündeme getirmeliyiz. Yeni dönemde rehabilite edilmiş bir başkanlık sistemi ve güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerinde de çalışmalıyız.
Sizin için en makul olanı hangisi? Rehabilite edilmiş bir başkanlık sistemi mi, yoksa güçlendirilmiş parlamenter sistem mi?
Net bir kuvvetler ayrılığına dayanan bir sistem, adı her ne olursa olsun benim için makul. Bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne elbette ki karşıyız ama rehabilite edilmiş bir sisteme sıcak bakabiliriz, iyi bir müzakere ile mümkün olabilir. Ancak iktidar bu konuda samimi davranmayacaktır.
‘DEM-BAHÇELİ-ÖCALAN ÜZERİNDEN YÜRÜMEKTEN UZAK DURMALI’
Bahçeli’nin başlattığı süreçle ilgili soru işaretleriniz var. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, geçmişte hazırlanan Kürt Raporu’nun değerli olduğunu belirtti. Partinizin bu konuda duruşu nedir?
Erbakan, bu mesele üzerinden bedel ödemiş bir siyasetçi. “Ne mutlu Türküm diyene” kelimesi hüsran getirdi ona. Tuncer Bey, 1994’teki Kürt raporumuzu önemsediklerini söyledi ve bugün ayrılma talebinin olmadığını belirtti. DEM heyetinden aldığım enerji olumlu fakat karşı tarafın enerji durumunu bilemiyorum. Tayyip Erdoğan hala eski dilini kullanıyor. Bu durumu göz önüne alarak her şeyin demokratikleşme adına konuşulması gerekir.
Ayrıca bu süreçte Meclis mutlaka devreye girmelidir. Meclis, bilgi sahibi olmalıdır. Şu anda Öcalan, DEM ve Bahçeli üzerinden bir süreç var ama bu yürümez.
‘ANKARA’DAN SİYASETİ SONLANDIRIP SAHADA OLACAĞIZ’
Göreve yeni başladınız. Saadet Partisi’nin bundan sonraki hedefleri nedir?
Öncelikle Ankara’dan politikayı sona erdirmek istiyorum. Geçmişte Refah Partisi, saha ziyareti ile başarı kazanmıştı. Bizi sahada görmenizi sağlayacak etkinlikler yapacağız. Örneğin, bu hafta sonu madene ineceğiz, daha önce Hacıbektaş’ta Alevilerle bir araya geldik.
Kongre konuşmamda, yeni dönem mottomuzun ülkeyi özgürleştirmek olduğunu ifade ettim. Bugün insanlarımız tam anlamıyla özgür değiller. Hala Alevi-Sünni, Türk-Kürt tartışmaları yapılıyorsa, demokratikleşme ve özgürleşme gereken yerlerde adımlar atılmalıdır.
Ekmeği de özgürleştirmenin gerekliliği var. Asgari ücret ile açlık sınırı arasında bir denge kurmak zorundayız. Gençlerimizi özgürleştirmeli ve onlarla bir araya gelme yollarını aramalıyız. İktidar sürekli bir yere çekmeye çalışırken biz, ekonomiye dair sürekli tartışmalar yürütmeye devam edeceğiz.
Halkın içinde olmayı ana yol haritamız olarak benimseyeceğiz. Saadet Partisi’nin yeni dönem gündemi ilk olarak özgürlükler, ikinci olarak ise ekonomi olacak.
‘İLİM İNSANLARI VE KANAAT ÖNDERLERİ AKTİF OLUNMALIDIR’
Ayrıca ilim insanları ve kanaat önderlerinin topluma çıkması gerekiyor. Onlarla sıcak bir iletişim kurarak artık konuşmalarını isteyeceğim. ‘Neyi bekliyorsunuz?’ diye sormam lazım. ‘Bu kadar adaletin rafa kaldırıldığı bir dönemde, insanların dışlanması ve ötekileştirilmesi varken daha fazla sesi yükseltmelisiniz’ diyeceğim. Bununla ilgili bir çalışma başlatacağım.
‘AK PARTİ SEÇMENİNE ULAŞAMADIK’
Bu noktada Altılı Masa’nın önemli bir görevi vardı. Ancak AK Parti seçmenine hitap etme dilini geliştiremedik. AK Parti yöneticilerini eleştirmemiz şart fakat bununla birlikte AK Parti seçmenine ulaşacak dil de oluşturmamız gerekiyor. ‘İHA’lara karşı değiliz ama ihalelerdeki haksızlığa tepki veriyoruz’; aynı şekilde ‘Duble yollara karşı değiliz ama duble yolsuzluklara karşıyız’ gibi bir dil oluşturmalıyız.
‘YÜZDE 52’LİK BLOKTAN OY ALMA İŞİ SADECE BİZE DÜŞÜYOR’
Altılı Masa’da Kılıçdaroğlu’na en çok sahip çıkan parti bizdik. CHP’den daha fazla bu durumu sahiplenmiştik. Ancak bunu yaparken, 52’lik bloktan oy alma dilini de kaybetmemiz üzücü bir durum. Yürüdüğümüz yol, AK Parti’den oy almak isteyen tek partiyiz ve bunun farkında olarak hareket etmeliyiz.
Bu bağlamda stratejimizi belirlerken, 52’yi 49’a düşürme potansiyeline sahip olduğumuzun farkında olmalıyız. Bu bağlamda hareket elde edersek, 52’den 49’a düşürülebilir ve gerekli olan 3 puanı alabiliriz.
“`
More Stories
Traktör Kazası Davasında Tutuklama
Ege Denizi’nde 4,6 büyüklüğünde deprem
Amasya’da Otomobil Devrildi: 3 Yaralı