Özkök “yaramazlıktan” vazgeçmiyor: Eski zenginler mi zavallı, yeni zenginler mi hödük

Ertuğrul Özkök

Türkiye”nin eski zenginleri mi daha zavallıdır yeni zenginleri mi daha hödük?

Çok direk sordum değil mi…

Biraz irkiltiyor insanı…

Ama gerçek bir soru…

Yeryüzünün temel kanunudur.

Eski zenginler, asil aileler yeni zenginleri hödük bulur, küçümser, aralarına sokmak istemezler.

Sonradan görme yeni zenginler ise, o sosyeteye girmek ister, giremeyince de eski zenginleri aşağılamaya uğraşırlar.

Tabii ki sonunda kazanan hep bağa sonradan gelenlerdir…

Eski zenginler giderek zavallılaşır, aşağılanırken, yeniler kazanır.

Çünkü zamanın ruhunu statükocu eski ailelerden daha iyi okurlar.

Eski zenginler daha mesafeli ama daha vicdanlı görünür..

Yeniler ise daha acımasız…

Stremaing platformlarda bu hafta anlattığım bu ezeli kavganın iki harika örneği var.

BABA”NIN MEMLEKETİNDE ESKİ-YENİ ZENGİN SAVAŞI

Disney Plus, ilk gösterimi 23 Ekim”de Roma film Festivalinde yapılan “The Lions of Sicily” (Sicilya Aslanları) dizisini aynı günlerde Türkiye”de de gösterime soktu.

19”ncu Yüzyıl Palermo”sunda yükselmeye çalışan küçük bir baharatçının, acımasız bir kapitaliste dönüş hikayesi..

Tabi ki Sicilya”nın köklü asil ailelerinin nefretini çekerek büyüyorlar.

Ama aynı zamanda İngiltere”deki yeni Sanayi devrimini de Sicilyaya bu yeniler getiriyor.

Dört bölümlük diziyi büyük keyifle izledim.

Eski Sicilya manzaraları çot etkileyici.. Kostümler harika…

Anlamadığım iki şey oldu.

Çekimler çok karanlık. Yönetmenler nedense karanlık sahneleri çok seviyor.

Benimse yaşlandıkça gözlerim zorlanıyor ve zorlandıkça karanlık filmlerden aldığım zevk azalıyor.

İkincisi ise, dizide kullanılan müzikler.

Uluslararası pazara çıkma amacıyla olmalı hep İngilizce müzikler kullanılmış.

Oysa Sicilya ve İtalya böyle filmler için o kadar elverişli ki…

Mesela Roberto Alagna”nın “The Sicilian” albümünden bir “Mi Votu” veya “Sicilia Bedda” da harika gidebilirdi.

Ancak dünyada yeni trend, bu tür zorunlulukları kaldırdı artık. Artık bir Orta Çağ filminde bile bir rock paça kullanılıyor.

Yine de dizinin son bölümünün Laura Pausini”nin italyanca “Durare” adlı harika şarkısı ile bitmesine sevindim.

DÜNYANIN EN ACIMASIZ KAPİTALİSTLERİ KARISINA DÜŞKÜN AMERİKALILAR MIDIR

İkinci dizi BluTV”de başlayan “The Gilded Age” (Yaldızlı Çağ)…

1880”li yıllar…Demiryollarının, bankacılığın, Wall Street”in boom yılları.

Amerika”da yeni zengin ailelerin yükselişi…

Robber Baron”lar yani…

Jay Gould, John D. Rockafeller, J.P. Morgan, Cornelius Wahderbilt…

Bir tarafta onlar, öteki tarafta ise ülkenin yerleşik eski aileleri…

Bazıları soylarını, Amerika”ya ilk İngilizleri taşıyan Mayflower gemisine kadar götüren aileler…

Kendilerini yeni Amerikan devletenin kurallarını kuran insanlar olarak görüyorlar.

Ama yavaş yavaş servetlerini kaybediyor, yeni gelen acımasız kapitalistlerin yükselişi karşısında derin bir hüsran yaşıyorlar.

O öfkeyle yenileri aralarına almıyorlar, dışlıyorlar.

Tam bir savaş…

Yeni zenginleri operalarına bile sokmuyorlar. Yardım kampanyalarına almak istemiyorlar.

Yeni zenginler de onlarınkinden büyük Metrapolitan opera binasını inşa ediyor.

İşte iki zengin nesli arasındaki savaşı harika anlatıyor.

Yeni zenginlerin bir özelliği de, eski asillerin sosyetesine girmekte çok arzulu ve ihtiraslı olar karılarına düşkünlükleri…

Onların itibarını yükseltmek için neler yapabileceklerini de bu filmde keşfediyorsunuz.

Seyrederken içinizden şunu da tartışmaya başlıyorsunuz.

Acaba biz de buna benzer bir savaş yaşıyor muyuz?

MÜZAYEDE BURJUVAZİSİNİN SONU HAZİN Mİ OLACAK

Geçtiğimiz yıllarda İstanbul burjuvazisinin içinde bulunduğu hazin durumu anlatmak için şu kavramı kullanmıştım.

“Müzayede burjuvazisi…”

Korkusundan iyice pısmış bir burjuvazinin varlığını gösterebildiği tek alanın artık “Sanat müzayedelerinde” kaldırdıkları bayraklar olduğunu yazmıştım.

Orada yeni zenginlerden hala üstün konumdalar.

Dün New York Times gazetesinde okudum.

Sanat ürünleri piyasasında bu yıl önemli bir değişiklik bekleniyormuş.

Sotheby”s ve Christie”s gibi dev müzayede şirketleri, bu sonbaharda yapacakları müzayedelerde sanat eseri fiyatlarında indirim yapmayı planlıyormuş.

Çünkü 60 milyar dolarlık dünya sanat eseri pazarında bir daralma başlamış.

Türkiye”de, İslami kaynaklı yeni burjuvazi henüz sanat piyasasını etkileyecek bir kültür ve davranış düzeyine gelmedi.

Eski müzayede burjuvazisi ise artık geriliyor.

O nedenle Türkiye sanat pazarı da kaçınılmaz biçimde indirimli satışlara başlayacak…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir